12.07.2018
Dejavu yaşıyoruz. Ya Çözümü?
Yılın ilk ayından itibaren ülkemiz çok ciddi ekonomik bir kriz yaşamaktadır. Aynı nedenlerden dolayı 2000’li yılların başlangıcında yaşadığımız ekonomik kriz de ciddi boyutta yaşanmış ve her zaman olduğu ve bu düzenle oluşacağı gibi hükümetlerimiz bu konularda yetersiz kalmış hatta çıkardıkları faizlerin serbest bırakılması gibi yasalarla krizi çözmek yerine daha da körükleyici olmuşlardır. Hiçbir protesto eylemi başarıya ulaşmamıştır. Son günlerde elektirik ücretlerine ve akaryakıta yapılan zamlar can yakıcıdır. Vatandaş büyük bir ekonomik girdaba sürüklenmektedir. Önceleri yapılan büyük zamlara karşı da eylemler yapılmış ama hiçbirisinde başarı sağlanmamıştır. Zamların geri alınmamasını bırakın zamlar otomatiğe bağlanmıştır. Bu sonuçsuz sendikal eylemlerde sendikal yaşamda büyük bir güven erezyonuna neden olmuştur.
Hükümetler bu durumlarda çaresiz midirler?
Kullandığımız para biriminin devletimiz kontrolu altında olmadığı acı bir gerçektir. Çok büyük dış ticaret açığı olan ülkelerde bacasız fabrika denilen eğitim ve turizm sektörlerinden elde edilen gelirler bu açığı azaltmaktadır. Ancak ülkemizde maalesef bu sektörler vergiden muaf tutulmaktadır. 1986’dan itibaren ‘’Ekonomik ve sosyal kalkınma’’ paketleri olarak hükümetler’imizin yaptığı tüm antlaşmalar Türk Lirası üzerinden yapılmaktadır. Hiçbir zaman bu paketlerde TL’ nin değer kaybından veya ithalattan doğacak enflasyon farkından ekonomimiz koruma altına alınmamıştır. Seslerin ve eylemlerin yükseldiği ortamda toplumsal ateşi söndürmek için HP uygulaması ile çalışanın cebine bir nebze su sıkılarak yollarına devam etmektedirler. Bu yılki KKTC bütçesinde öngörülen yıllık artış oranları ilk altı ayda tükenmiştir. Yetersiz olsa da bu ateş kamu çalışanları için belki ilk altı aylık HP uygulaması ile bir nebze söndürülecek ama ikinci altı ay için bir çare görünmemektedir.
Özel sektör malesef açlık sınırının altında yaşamaya itilmekte ve adeta ölüme terk edilmektedir. Maliye Bakanı ilk altı aylık HP oranını dahi çok görmüş ve onu da azaltma düşüncesindedir. Sendikamızın talepi olan ve söz verdiği HP’nin iki ayda bir uygulamasından da vazgeçmiştir. Hükümetlerimiz yıllardır eşitlik ilkesine aykırı Yüzdelik esaslı HP uygulamasından vazgeçerek çalışanları ve vatandaşı mağdur etmektedir. Özellikle Devlet çalışanlarının maaşları arasındaki fark her HP uygulamasında açılmaktadır.
Sendikamız HAKSEN Hayat Pahalılığının tüm çalışanlara eşit dağıtılmasını talep etmektedir.
Stabil para birimine geçmemiz mümkün değildir. Sendikamızın talebi yapılan zamların geri alınması, TC ile yapılan ekonomik protokollarda TL’nin değer kaybının aylık olarak yansıtılması,HP uygulamasının iki ayda bir %’lik esaslı değil eşit bir miktar olarak çalışanlara yansıtılmasıdır.
Hükümetler yaşanan toplumsal sorunların çözümü adına vardırlar. Hükümet edenlerde bu çözümleri yaratıp uygulamak için o koltuklara otururlar. 4’lü koalisyonu son kez Hükümet olmanın gereklerini yapması adına göreve davet ediyoruz. Küresel ekonominin ve kullandığımız para biriminin getirdiği sonuçları en doğru şekilde yönlendirip topluma Elektrik, Akaryakıt ve nihayetinde iğneden ipliğe her şeye zam olarak değil, alım gücünün ve refah payının tüm topluma eşit dağıtıldığı bir yönetim beklentimiz maalesef artık beceriksiz hükümet hamleleri ile son buluyor.
Sendikamız yapılan zamların derhal geri alınmasını beklemektedir. Aksi takdirde kamu-özel ayırımı yapmadan tüm emekçi kardeşlerimiz ve paydaş sivil toplum örgütleri ile eylemlilik sürecine gececeğimizi de belirtiriz.
Arif Alasya
Basın Sekreteri